bugün

entry'ler (92)

aldatan erkek affedilir mi

Davranışın Cinsiyeti yoktur. Ne kadar kendinden vazgeçtiğinin önemi vardır. Ya da ne kadarını kaldırırsın dönüp kendine sorman gereken soru budur? Yalnız kaldığında konuşacağın benliğine ne kadar kendini anlatabileceksin?

gelecekteki eşle yapılmak istenenler

ilkinde yaptığın ne varsa yapma iyiside kötüsüde...

kelimesi olmayan duygu

insanın evrimleşme sürecinden kaynaklı hala bazı duygularının bir kelime karışılığı yoktur.
Benim ifade edemediğim bu duygu ise, 7 senelik evlilik hayatımın bitmesinin ardından boğazımla kalbim arasındaki bölgede sıkışıp kalan ve tanımlamak istesen ‘acı’ Diyebileceğin ama acıyla uzaktan yakından alakası olmayan, ne bir şiirde ne bir kitapta ne bir romanda okuyabileceğin bir şey. Evet şey. Size bunu anlatabileceğim hiçbir tarifim yok. En yakın tabirle kelime zincirine dökmem gerekirse,
-yıllar önce yazdığım bir şiirden Alıntı yaparak;

Aşk bir edebiyattır
Yağmurlu yolda ıslanmaya benzer
Tente altından yürümekte vardır ama
Zevk alırcasına ıslanmak ise aşka benzer
—şimdilerde
Benim artık ne bir yağan yağmurum var
ne de saklanabileceğim tentem ne de bir yolum.
Artık büyük bir boşlukta
elimde anlamsız bir edebiyatla hiçliğe şiirler yazıyorum.

Koca bir romanda yazsam anlatamayacağım. içimdeki bu büyük boşluğu...

ben bugün yeni bir şey öğrendim

Sen hayatı istediğin kadar planla, hayat senin için yeni şeyler planlayamaya devam ediyor. Ve sen kendi istediklerine değil hayatın istediklerine yürüyorsun. Ve yine öğrendim ki hayatım getirdikleride o kadar kötü değilmiş

ezanın türkçe okunmasından rahatsız olanlar

işte bir yandanda tesla falan piyasaya çıkıyor. Sonra elon musk marsta yaşam ünitesi kurmaya çalışıyor falan...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Neden bu kadar pis bir yer oldu burası?

siddharta

içindeki ‘ben’e ulaşma yolunda ilerleyenlerin okuması gereken, okuduğunda bunca zamandır düşündüklerinin ütopik olmadığını anlayacağın kitap...

deniz gezmiş

bizim bütün sokaklarımız denize çıkar. gittiğimiz her yerde bir deniz kokusu. kaç deniz olduk kim bilir...

simülasyon argümanı

düşündüren bir kuramdır. gerçeklik dediğimiz şeyi sorgulatır insana. Eğer bir simülasyonun parçasıysak simülasyonun amacı ne? simülasyon dediğimiz şey yaşayacağımız ortamı canlandırmaktır. bizim bu ortamımızın canlandırılmak istendiği bir üst akıllı varlık topluluğu varsa işte orası cehennemdir.

arkturus

5. Boyutta yaşadığını söyleyen ve dünyada bazı kişilerle telepatik yolla iletişimle başlayıp farklı methodlarla iletişimi ilerleten galaktik bir ırk. Akaşa yayınlarında adına bir kitap mevcut. Yazarları dr. Norma j.milanovich, betty rice, cythia ploski
Kitapta oldukça açık ifadelerle bir çok konu ele alınmakta. Bu tür konulara ilgisi olanlara şiddetle tavsiye edilen kitapında ismidir.

phaselis

Hala anlatıldığı gibi muhteşemliği koruyan antik kent. Geç keşfettiğim için kendime kızdığım yer.

bursa kız lisesi

köklü bir eğitim kurumu olan, bursanın güzide okullarından biri olan ve son dönemlerde yaşanan olaylar silsilesi üzerine haberlere konu olan kurum. gerici zihniyetin ve gücün yanında olmak isteyen güç manyaklarının kendilerini ispat etme çabaları bir neslin yok olmasına sebep oluyor. okullar arzularınızı dayatabileceğiniz yerler değil çağdaş bireyler yetiştirmeniz gereken eğitim kurumlarıdır!

http://www.lodoshaber.com...z-lisesinde-neler-oluyor/

bursa metrosunda kadın yolculara özel vagon

mesele bir kadının güvenliğiyse toplumdan ayrıştırmadan kadınları koruyun! kadınları ayrıştırmak bastırılmış cinsel ve şiddet dürtülerinizi kontrol altında tutamamanızdan başka bir şey değildir!

türkiye nin sorunları

türkiyenin sorunları saymakla bitmez. bu demek değildir ki başka ülkelerin sorunu yok elbetteki var. Lakin bu ülkenin hızla geliştiğini iddia ettikleri bir çok yönü büyürken sorunlarıyla beraber büyüyor. Şu tarihlerde ülkemizdeki en büyük problem bence, güc'ün hadsizce dağıtılmasıdır. bu toplumun her bir bireyi eşit yaşama hakkına sahipken toplum içerisinde güç ayrılıkları oluşmuştur. her dönem oluşan ve bittabi olması beklenen bu güç, toplumun işleyişine bırakılmamış dışarıdan müdahaleler sağlanmıştır. bir kısmı ayrıcalıklılar sınıfına yükselmiştir. son dönemde ortaya çıkan olaylarla bunları çok net görmek mümkün. milli takım oyuncusunun olayı başlı başına bir güç tutulmasıdır. bu yaştaki birinin uçakta istediği olmadığı (oyuncağı elinden alınmış bir çocuk misali) için onu bunu arayıp hesap sorabilecek ayrıcalıkları bu insanlara kimler vermiştir? veya televizyonlara çıkıp toplumun kültüne saygısızca ithamlarda bulunabilenlerin gücü? ülke de büyük bir "güçlüden yana "kavramı oluşturulmaya başlanmıştır. olaylardan sonra bu güç gösterisinde bulunanlar hakkında işlemler yapılması hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. bir kere o çizgilerden içeri adımlar atılmıştır ve bir daha atılacaktır ve o adımları atanlar satrançtaki piyonlardır hem önemlidirler hem kaybedilebilirler. toplumu yavaş yavaş alıştırdıkları diğer bütün durumlar gibi güçlüden yana olana saygı göstermeyi de alıştıracaklar. toplum bir siyasi düşünceyle,dille, ırklarla değil güçlülerle, güçsüzlerle ayrılıyor. siyaseti,dini bu işin kılıfı!

uludağ sözlük popüler olmayan yazarlar derneği

sözlükte sevişmiyoruz belkide ondandır.

mutsuzluk

Kentleşen öfkelerimizin asi askeridir mutsuzluk.

3 haziran 2017 bursa yağmuru

Hayatımda görmediğim bir şekilde yarım saati fırtına, dolu, sağanak ve yıldırımlarla gelen yağmur. Gözün gözü görmediği bir yağmur. Eğer civar dağ köylerinde yağdıysa bütün hasat edilmesi beklenen meyve sebzeleri haşat edecek bir yağmur. Annemin 5. Kattaki evini balkonundan su bastıran yağmur. Anneannemin evinin giderlerinin taşıp evi su bastıran yağmur. Arabalarin yağmurdan önünü görmeyip kenara çekip dinmesini beklediği yağmur. Mikailin iyi planladığı yağmur. Bursaspora verilmiş bir mesaj olabilen yağmur. 55/60 yaş aralığındakilerin bile hayatlarında böylesini görmediklerini söyledikleri yağmur. Osmangazi, nilüfer ve yıldırım hattında yıldırım düşmesi sonucu yangınlar çıkartan ve uyduların tamamını etkisiz hale getiren yağmur. Sanırım afet böyle birşeymiş dedirten yağmur fırtına ve her neyse...

joseph gayetty

ilk defa tuvalet kağıdını ticari şekilde satmaya çalışan kişidir. sarısabır (aloe) özü ile nemlendirilmiş halde, Amerikalı girişimci olan Joseph Gayetty tarafından 1850'lerde "yüzyılın buluşu" sloganıyla, içinde 500 parça bulunacak şekilde rulosu bugünün parasıyla 12 dolara satılmaya başlanan ama ilk defa ticareti yapılacak olan bu sistemi pek tutturamayan insan.

ramazan ayında iş yerinde kahvaltı yapan öküz

orucun amacı zaten 11 ay boyunca senin karşısında hunharca yemek yediğin o fakirin "bedenine bürünmektir". o olmaktır. yani orucu anlamak lazım önce.

pırasa

"pırasanın uyuşturucu bir madde olan "lactucarium" içerdiğini; eski mısır ve roma'da, iştah açıcı, uykuyu kolaylaştırıcı bir sebze olarak görüldüğünü okudum. (zamanla benzerleriyle melezlenip günümüz pırasası elde edilmiş..)
yunanca aynı anlama gelen práso (πράσο) sözcüğünden alıntıdır. sözcük eski yunanca aynı anlama gelen práson (πράσον) sözcüğünden evrilmiştir. büyük ihtimalle yunanca'da yeşil anlamına gelen "prasinos" kelimesinden türetilmiş.."
diye bir bilgi okuyup paylaştım.